Glutatyon gibi güçlü antioksidanların önemini kavramak için, birçok rahatsızlığın temel sebebi olan serbest radikaller hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Serbest radikaller; nefes almak, yemek yemek gibi doğal ve yaşamsal eylemlerimiz sonucunda vücudumuza giren; başta DNA’mız olmak üzere biyolojik sistemimizin yapı taşlarına zarar veren kararsız yapıdaki moleküller bütünüdür.
Vücudumuzun tamamı moleküllerden oluşur. Bu kararsız moleküller vücudumuza girdikten hemen sonra vücutta bütünsel bir yolculuğa çıkarak kararlı yapıdaki sağlıklı moleküllerden elektron çalar. Bu yolculukta moleküllerimizin hasar görmesi birçok hastalığa sebep olabilir.
Günümüzde neredeyse yediğimiz besinlerin tümü endüstriyel sistemde üretilir. Yani ne sebze, ne meyve ne de et doğal olarak soframıza gelemediği için sağladığı yararlar ile birlikte zararlar da söz konusu olabiliyor. Eskiden hiç böyle şeyler duymazdık, ne oldu da şimdi ihtiyacımız oldu diyebilirsiniz. Geçmişte vücudumuzun doğal yollardan ürettiği glutatyon yeterli anti oksidan desteğini sağlarken, şimdilerde şehrin kirliliğinde soluduğumuz havadan aldığımız serbest radikalleri bile temizlemeye yetemiyor. Günümüz koşullarında vücudumuzun bu zararlı koşullara ayak uydurabilmesi yalnızca bizim bilinçli olarak ona verdiğimiz destekler sayesinde olabiliyor.
Bu serbest radikallerden kurtulup sağlıklı bir yaşam, sağlıklı yaşlanma istiyorsak antioksidan açısından zengin besinler ile beslenebiliriz. Organik olduğuna inandığınız bu besinleri her gün ve düzenli olarak tüketmek bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir. Ancak bu diyete şehir yaşamında devamlı uymak oldukça zor olduğu için, vücudumuza dışarıdan sıvı glutatyon desteği alarak yardımcı olabiliriz. Günlük 500 mg glutatyon alımı vücudunuz için günlük yeterli ihtiyacı sağlayacaktır!
Comments